NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, 25 Mayıs’taki Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nin gündemi üzerine adımlar attıklarını belirtti.
25 Mayıs’taki zirvede, ortaklara arasında adil yük paylaşımı yoluyla transatlantik bağı güçlendirme konusunda görüşeceklerini söyleyen Stoltenberg, “2014’te savunma yatırımları konusunda kararlaştırdıklarımızı, uygulamak konusunda hemfikiriz,” şeklinde konuştu.
Geçen yıl NATO müttefiklerinin savunma harcamalarında 10 milyar dolar artış sağladığını ifade eden Stoltenberg, “Bu gidişatı sürdürmeliyiz,” dedi.
‘LONDRA’DAKİ SALDIRI, HEPİMİZE YAPILDI’
Toplantıda terörle mücadelede NATO’nun misyonunu da ele alacaklarını söyleyen Stoltenberg, “Geçen hafta Londra’da düzenlenen saldırıda, 11 farklı ülkeden insanlar öldü ya da yaralandı. Bu, müttefiklerin son aylarda yaşadığı birçok saldırıdan biriydi. Hepimize karşı yapılan bir saldırıydı ve çabalarımızı daha da hızlandırmamız gerektiğini bize hatırlattı,” diye konuştu.
“Terörle mücadelede en iyi yöntemlerden biri, yerel kuvvetleri eğitmek ve kendi yeteneklerini geliştirmelerini sağlamaktır,” diyen Stoltenberg, NATO’nun bu bağlamda Irak silahlı kuvvetlerine bomba imha eğitimi verdiğini hatırlattı.
Stoltenberg, Rusya konusunda ise, “Savunma ve caydırıcılık, Rusya ile diyaloğumuzda güçlü bir dayanak oluşturuyor. Dün yapılan NATO-Rusya Konseyi Toplantısı da, diyaloğa olan bağlılığımızın açık göstergesiydi.” dedi.
‘TÜRKİYE, EN ÇOK ETKİLENEN MÜTTEFİKİMİZ’
“NATO; demokrasi, hukukun üstünlüğü, bireysel özgürlükler gibi temel değerler üzerine kuruludur. Bu değerlere çok önem veriyoruz. Türkiye’nin Irak ile Suriye’deki şiddet ve kargaşadan en çok etkilenen müttefikimiz olduğunu anlamalıyız. Türkiye pek çok kez terör saldırılarına maruz kaldı,” diyen Stoltenberg, darbe davasına da değinerek, “Türkiye’de yüzlerce insanın öldüğü bir darbe girişimi yaşandı. Milletvekilleri içerideyken Meclis bombalandı. Elbette Türkiye’nin kendini savunma ve darbe girişiminin faillerini yargılama hakkı var. Ancak bunun hukukun üstünlüğü ilkesi kapsamında yapılması gerek. Bunu daha de önce pek çok kez söyledim. Avrupa Konseyi, Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde araç ve sorumlulukları olan bir Avrupa kuruluşu. Bu sorunları ele almak amacıyla Avrupa Konseyi ve Türkiye arasında doğrudan diyalog kurulmasını memnuniyetle karşılıyorum,” ifadelerini kullandı.
