Avrupa Ajansı (AVA) Londra-İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi Yönetim Kurulu adına Avrupa Gazetesi’ne bir açıklama gönderildi. Açıklamada, Kıbrıs Türk Hava Yolları mağdurları ve mağdurla için açılan dava konu edildi. Bilindiği üzere, Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın 21 Haziran 2010 tarihinden itibaren Londra-G.Antep, Londra-Adana ve Londra-Ercan uçuşlarını durdurması sonucu Londra'da yaşayan binlerce insanımız mağdur edilmişti.
İAKM ve Cemevi’nin açıklaması şöyle; “Hakları yenilmiş olan yolcular, İakm ve Cemevine başvuruda bulunarak bu konuda yardım talebinde bulundular. Günümüzde toplumsal duyarlılığın azaldığı ve hak arama hassasiyetlerinin köreldiği bir gerçekle karşı karşıya olduğumuzun farkındaydık. Bu nedenle bu mücadele önemliydi. Bu örgütlenme aynı zamanda bireyselleşen, yozlaşan ve emeği’nin sömürülmesine sessiz kalan toplumlara da güven verecekti. Alevi kültürü açısından da Pir Sultan Abdal’ın ‘’gelin canlar bir olalım, mazlumun hakkın alalım’’ şiarıyla da örtüşmekteydi. Yaklaşık 25 ay boyunca bu mağduriyetlerle ilgili, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti başbakanı İrsen Küçük, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve KKTC Londra temsilcisi dahil birçok ilgili kurum ve kişilerle görüşmelerde bulunduk, fakat tüm çabalarımıza rağmen olumlu bir sonuç alınamadı.
İAKM ve Cemevi’nin açıklaması şöyle devam etti; “Mağdur yolcularla birlikte 17 Şubat 2012 tarihinde İakm ve Cemevi'nde tekrar bir araya geldik. Bu toplantıda olaydan etkilenen seyahat acentası temsilcileri, ve mağdur yolcular, ''KTHY'nın batırılmasında bizlerin hiçbir kabahati yoktur, bizler mağduriyetlerimizin giderilmesini talep ediyoruz'' diye konuştular. Ayrıca İakm ve Cemevinden de bu konuda yardım talebinde bulunan mağdurlar ''konuyla ilgili ne gerekiyorsa birlikte yapmaya hazırız'' dediler. Toplantı günü seyahat acentaları yetkilileri'nin verdiği bilgiler, toplantıya katılan mağdur yolcular ve toplantıyı takip eden günlerde İakm ve Cemevi’ne ulaşan mağdurların sayısı 4500 kişiye ulaşmıştır.Bunun üzerine. KKTC Londra temsilciliğini tekrar aradık. “
“KKTC Londra eski temsilcisi Kemal Köprülü'nün yerine atanan yeni temsilci Oya Tuncalı'ya da bu talebimizi KKTC Londra Konsolos'u, KKTC email adresi ve sekreteryası aracılığı ile defalarca telefonla ve temsilciliği ziyaret ederek bildirdik. Tüm girişimlerimiz sekreterler ve konsolos Mustafa Kemal Beyazbayram tarafından geri çevrildi. Görüşme talepleri sonuçsuz kalınca, mağdurlarla birlikte 9 Mart 2012 tarihinde KKTC Londra temsilciliği önünde protesto mitingi yapıldı.”
Daha önceki girişimlerde olduğu gibi o günde temsilciliğin kapıları duvardı ve muhatap yoktu. Mitingte yapılan basın açıklamasında ;
“KKTC londra temsilcisi ve konsolosu'nun bu davranış biçimi’nin hiçbir devlet adamlığına yakışmadığını ve temsil ettiği KKTC vatandaşlarını küçük düşürdüğünü, ödenen milyonlarca pound bilet paralarının buharlaşmadığına ve uçuşların gerçeşleşmediğine göre bu paraların birilerinin kasasında olduğunu ve mağdurlara iade edilmesi gerektiğini ve bu suskunluğun hiçte masumhane olmadığını’’ hatırlattık.
“Umutlarımız tükeniyordu, çünkü KKTC yetkilileri görmüyor, duymuyor ve aldırmıyorlardı. Dava açmak istiyorduk fakat kolay değildi çünkü çok fazla sayıda mağdur vardı ve bukadar insanla hukuk büroları ayrı ayrı mülakat yapmanın çok masraflı bir çalışma olacağını dolayısıyla mağdur yolcularında bir bilet parası daha ödeyerek bu mücadeleye girmeyeceklerini söylüyorlardı. Tamda böyle bir zamanda Goldsworth solicitors firmasından Avukat Zafer Armutlu, Hawa Patail, İsmail Şık ve Hasan Yıldırım, hukuki olarak gerekli riskleride alarak yardımcı olabileceklerini söylediler. Onlarca hukukcu arkadaşlarıyla birlikte Cemevi çatısı altında yüzlerce Mağdurla mülakat yaptılar ve 1 Haziran 2012 tarihinde hukuki işlemleri başlattılar.”
“KTHY şirketi ve Atlas Havacılık anonim şirketi adına açılan dava 2 Kasım 2012 Cuma günü yüksek mahkeme (High Court Of Justice) kararı ile 669 mağdurun bilet parası, tazminatları ve faizlerinide kapsayan £840,853,29 paranın ödenmesine karar verildi. İakm ve Cemevi, KKTC Londra temsilciliği gibi telefonlarını ve kapılarını hiçkimseye özellikle mağdur insanlara kapatamadığı için bu konuyla ilgili gerekeni yapmak zorundaydık. Tüm iyi niyetli girişimlerimizin boşa çıkması üzerine, hukuki yollara başvurduk ve kazandık. “
