Öne Çıkanlar İngiltere İçişleri Bakanlığı Barış Pınarı Harekatı londra University of London Goldsmiths Brunel University London GREAT Bursları nedir ingiltere burs basvuru ingiltere lisansüstü eğitimi burs ingiltere lisansüstü eğitimi

Bu haber kez okundu.

Yedi yıl sonra gelen ikiz mutluluk

Çifte mutluluk yaşayan Bektaş Ailesi’nin doktoru Eutrofertil Tüp Bebek Merkezi Medikal Direktörü Uzm. Dr. Hakan Özörnek, “embriyoskop cihazı ile gözlemlediğimiz döllenmiş yumurtalar arasında en sağlıklı olan embriyoları anne adayına naklettik, teknolojinin de nimetlerinden faydalanarak mutlu sona ulaştık” dedi. 12 yıllık evlilikleri boyunca çocuk özlemi çeken Aysun ve Bülent Bektaş çiftinin 7 yıllık, film gibi çocuk edinme serüveni Hollanda’da başladı. Bülent Bektaş, sperm hızı yetersiz olduğu için normal yollardan bebek sahibi olamayacağını öğrendiğinde, eşi Aysun Bektaş ile birlikte zor bir sınavın başında olduklarını düşündü. Aynı zamanda hepatit B taşıyıcısı olan Bülent Bektaş, eşi ile birlikte çareyi önce yaşadıkları ülke olan Hollanda’da aradı. Ancak baba adayının hepatit B taşıyıcısı olması, Hollanda sağlık makamlarınca tedavinin aşılama ile sınırlı tutulması anlamına geliyordu. Bektaş çiftine aşılama yapıldı ama hiçbir sonuç alınamadı.

Ülke ülke dolaştılar

Bektaş çifti, Hollanda’da yaptıramadığı tüp bebek tedavisi için ülke ülke dolaşmaya başladı. Ancak ikinci başvurdukları ülke olan Belçika da aynı gerekçe ile aileyi geri çevirdi. Çare aramaya kararlı olan çift, bu kez tedavi için Almanya’nın yolunu tuttu. Almanya’da, hepatit b taşıyıcısı ailenin tüp bebek tedavisi görmesinde yasal bir engel yoktu. Lazer destekli tüp bebek tedavisine başlayan çift, çocuk sahibi olabilmek için Almanya-Hollanda arasında mekik dokumaya başladı. 3 sefer boyunca Almanya’da tedavi gören Bektaş çifti, yaşadıkları sıkıntıyı anlatmakla tarif edemiyor. Bülent Bektaş tedavi boyunca maddi manevi yorulduklarını şöyle anlatıyor: “Bende kusur olduğunu öğrendiğimizde, çocuk sahibi olmak için ne gerekiyorsa yapmaya karar verdik. Eşim çocuk sahibi olmayı çok istiyordu. Bu sebeple elimde avucumda ne varsa harcamaya hazırdım. Maddi durumumuz iyiydi ama her seferinde tedavi için, uçak masrafı, her tedavi için en az 3 hafta orada konaklamamız gerekiyordu, ucuz hotellerde kalıyorduk ama yine de hotel masrafımız oluyordu, tedavi masrafları zaten çok yüksekti… Her seferinde 7 bin Avro’yu aşan bir masraf yapmamız gerekiyordu. Elimizde avucumuzda ne varsa harcadık, en son bankalara borçlandık. Hiçbir tedaviden de sonuç elde edemedik, hep hüsran yaşadık.”

Gurbetçi aile çocuk özlemine Türkiye’de çare buldu

7 yıl süren tedavi sırasında dış gebelikten düşüğe kadar pek çok kötü deneyim yaşayan Aysun Bektaş, neden Türkiye’de tedaviye başlama kararı aldıklarını şöyle anlatıyor: “Almanya’dan da elimiz boş döndük. Yavaş yavaş umutsuzluğa kapılmaya başlamıştık ki televizyonda Dr. Hakan Özörnek’i gördük. Doktor, tam da bizim durumumuzda olan çiftlerin tedaviden hemen vazgeçmemeleri gerektiğini anlatıyordu. Eşim ile beraber bir kez daha deneyelim dedik ve kalkıp bu kez İstanbul’a geldik.” Bektaş çiftinin 6’ıncı denemesi hamilelikle sonuçlandı. Çift, 17 haftalığa ulaşan ikiz bebeklerine Umut ve Yiğit isimlerini koydu. Ancak bu kez de erken doğum ile bebeklerini kaybettiler.

Bektaş çifti; “Yeter ki çocuğumuz olsun!”

Yaşadıkları acı deneyim ile dünyaları başlarına yıkılan Bülent ve Aysun Bektaş, bu olayın bir taraftan da kendilerine umut verdiğini de ifade ediyor: “Demek ki çocuğumuz olabiliyormuş dedik kendi kendimize. Zadece maddi olarak değil, insanın psikolojisi çöküyor. Ama yine de olabileceğini öğrenmek bize umut verdi, vazgeçmedik. Elimizde avucumuzda ne varsa, evimizi arabamızı satıp bu işe yatırdık. Yeter ki çocuğumuz olsun!”

11’inci denemede çifte mutluluk yaşadılar

Çiftin doktoru, Dr. Hakan Özörnek, “11’inci denemede Aysun Bektaş, 31 yaşına gelmişti. Yaşla birlikte gebelik oranı otomatik olarak düşüyor. Bu durumda biz, en yüksek oranı nasıl elde edebiliriz diye düşündük ve döllenen yumurtaları embriyoskop cihazında incelemeye aldık.  Gün boyunca gözlemlediğimiz embriyolar arasında en sağlıklı gelişen 3 embriyoyu seçtik ve anne adayının rahmine yerleştirdik. Sonuç bizim için de onlar için de mutluluk verici oldu.” diyor.Bülent Bektaş, eşinin hamilelik haberini aldığında hem sevindiğini hem de korktuğunu gözleri dolarak anlatıyor: “Karım bir akşam yemek yerken haber verdi, tuttu dedi. Bir yarım çok sevinçliydi diğer yarım ise ya yine kötü bir şey olursa diye korkuyordu. 34 hafta sürdü hamileliği, yüreğimiz tetikte hep bekledik. 34 haftada 34 kere doğurduk. 26’ıncı haftadan sonra eşim hep hastanede yattı, kontrol altında tutuldu. Aysun’u sezeryene aldıklarında korku, heyecan, şaşkınlık hepsi birbirine karıştı. Çok güçlü karmaşık bir duyguydu. Ben o karmaşık duygular içindeyken doktor ameliyathaneden çıktı bu kızınız, bu da oğlunuz diyerek bebekleri kucağıma bıraktı. Büyük bir rahatlama ve büyük bir sevinç yaşadım. Sonunda bebeklerimiz kucağımdaydı.”

Yedi yıllık emek

11’inci denemede çifte mutluluk yaşayan Bektaş ailesi, 7 yıl sonra biri kız, diğeri erkek olan ikiz bebeklerini kucaklarına almanın mutluluğunu yaşadılar. Eren ve Seren adlarını verdikleri bebekleri, çocuk hasretinin, 7 yıllık emeğin, kararlılığın ve çabanın meyvesi oldu. 31 yaşında anne olan Aysun Bektaş, duygularını tarif etmekte zorlanıyor: “Neredeyse her hafta ultrasona giriyorduk, onları görüyorduk, kalp atışlarını dinliyorduk.  Son 8 hafta boyunca günde 3 defa kalp atışlarını dinliyorlardı biz de acaba bir aksilik mi var diye bekliyorduk. Kaybetme korkusu son 8 hafta daha da yoğunlaştı. Her gün geçtiğinde, oh bugünü atlattık diyerek seviniyorduk. Sonunda 7 senelik emeğin meyvesini aldık. Üstelik bir oğlan, biri kız. Anlatılamayacak bir mutluluk. Hep dua ediyorduk Allah’a, Allah sonunda yüzümüze güldü. “ 5 aylık bebeklerinin sağlık durumu gayet iyi olan Bektaş ailesi, tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak zorunda kalanlara yılmamalarını öneriyor. Dr. Hakan Özörnek ise çeşitli imkansızlıklar nedeniyle çiftlerin genellikle 3’üncü denemeden sonra tedaviyi bıraktıklarını, oysa 4’üncü deneme ve sonrasında bebek sahibi olan çiftlerin oranının da oldukça yüksek olduğunu hatırlatıyor ve tüp bebek tedavisindeki başarının hastanın tedaviden vaz geçmemesini sağlamak olduğunu belirtiyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.