Kılıç & Kılıç Avukatlık Bürosu’nun Aile Hukuku Avukatı Suna Düzgün,kadına karşı şiddet suçlarına tolerans gösterilmeyeceğini vurgulayarak konu hakkında bilgiler verdi.
Son yıllarda mahkemelerin kadınlara karşı gerçekleştirilen aile içi şiddet suçları konusunda hiçbir şekilde tolerans göstermediklerine dikkat çeken Kılıç & Kılıç Avukatlık Bürosu’nun Aile Hukuku Avukatı Suna Düzgün, Kraliyet Savcılık Kurumu’nun kayıtlarına göre geçen yıl aile içi şiddet ile ilgili olarak görülen her dört davadan üçünün ceza ile sonuçlandığını vurguladı. Düzgün, ceza ile sonuçlanan aile içi şiddet davalarının bir yılda yüzde 68.5’ten yüzde 92’ye fırladığını belirtti.Aile içi şiddet suçlarının yanı sıra tecavüz ve cinsel saldırılar, zorla evlilik, namus ya da töre nedeniyle gerçekleştirilen saldırılar, çocuk tacizi ve insan kaçakçılığı gibi suçlarda da ceza ile sonuçlanan dava sayısında ciddi bir artış olduğuna dikkat çeken Düzgün, “2012 ve 2013 dönemleri arasında önceki yıla göre ceza ile sonuçlanan zorla evlendirme davalarının oranı yüzde 54.8’den yüzde 70.7’ye yükseldi. Bu rakamlar mahkemelerin artık zorla evlilik suçlarında da hiçbir tolerans göstermediğini ortaya koyuyor. İstatistikler ayrıca kadına karşı ‘töre’ ya da ‘namus’ kaynaklı işlenen suç davalarının da yüzde 63’ünün ceza ile sonuçlandığını gösteriyor. Bu rakam önceki dönemde yüzde 50 civarındaydı.” dedi.
Kadına karşı işlenen şiddet suçlarının cezasız bırakılmamasının memnuniyet verci olduğunu dile getiren Düzgün, şiddet kurbanlarının hak arama konusunda daha da cesaretlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Etkili bir soruşturma ve yargılama sürecinin bu tür suçların aşağı çekilmesinde hayati önemde olduğuna vurgu yapan Düzgün, kadınlara ve çocuklara karşı işlenen suçların önüne geçilmesinin en etkili yollarından birinin de düzgün ve hızlı işleyen bir adalet sistemi olduğunu belirtti.
BAKANLIK POLİSİN AİLE İÇİ ŞİDDETE YAKLAŞIMINI MERCEK ALTINA ALIYOR
Son yıllarda polisin aile içi şiddet mağdurlarını korumak için yeterli önlem almadığına ilişkin eleştirilerin arttığını hatırlatan Düzgün, “İçişleri Bakanı Theresa May önümüzdeki dönemde polisin aile içi şiddet konusundaki yaklaşımlarını mercek altına alacaklarını duyurdu. Özellikle kadınlara yönellik şiddet konusunda hem hukuki anlamda hem de polisiye anlamda önleyici tedbirlerin artması gerekiyor. Bakanlığın böyle bir çalışma başlatmış olması önemli” şeklinde konuştu.
Düzgün, Bakanlığın yapacağı araştırma sonucunda aile içi şiddet konusunda daha sert yasa ve yaptırımların gündeme gelebileceğine dikkat çekerek, son yıllarda bu yönde yapılan düzenlemelerin sorunun çözümüne olumlu katkı yaptığının görüldüğünü hatırlattı. Aile içi şiddetin cezasız bırakılması durumunda ciddi şekilde artış gösterdiğini dile getiren Düzgün, caydırıcı önlemlerin ölümle sonuçlanabilecek birçok olayın önüne geçebildiğini dile getirdi. Aile içi şiddet olgusunun hem ebeveynelerden çocuklara hem de ebeveynler arasında yaşanabildiğini vurgulayan Düzgün şöyle konuştu:
“Bugün toplumda aile içi şiddet daha çok erkeklerin kadınlara uyguladığı şiddet şeklinde kendini gösteriyor. Bu cinsel şiddetten dayak atmaya birçok şekilde meydana gelebiliyor. Tabi çocuklar da aile içi şiddetin en yaygın kurbanları. Bu sosyal sorunun önüne geçmek için hukuki boşluk ve yetersizliklerin giderilmesi lazım.”
Düzgün, İçişleri Bakanlığı’nın son birkaç yıldır hem genel olarak kadınlara hem de özel olarak savunmasız durumdaki göçmen kadınlara yönelik
