Öne Çıkanlar cemal kaşıkçı maç saat kaçta kktc 24 haziran seçimleri ingiltere türkiye İngiltere Uygur Londra HMT Samsunspor Halifax London Clinic

Bu haber kez okundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Hakan Fidan ile ilgili konuştu

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu,  MİT Müsteşarlığı’ndan istifa eden Hakan Fidan’ın AK Parti’den milletvekili adaylığı için, “Hakan Fidan’ın eli güçlüdür, bütün kirli ilişkileri biliyor. Kim bilir  elinde AKP ile ilgili ne bilgiler var” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, NTV’de Oğuz Haksever’in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı...

Fidan’a sır küpü eleştirisi...

Oğuz Haksever: Sizin savınız MİT siyasallaştı biçiminde. Bunun ötesinde bir itirazınız var mı?

Kılıçdaroğlu: Cumhuriyet tarihinde MİT müsteşarlığını yapanların siyasal partilere hep eşit mesafelerde durdukları söylenir. Bunun 1950’li yıllarda bir iki istisnası var ama Sayın Erdoğan ‘Benim sır küpüm’ dedi. Adında milli ifadesi olan bir kurumun bir kişinin sır küpü olması ne demek? ‘Benim’ diyor ‘devletin’ demiyor. Böyle bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Neden sır küpü olduğunu iyi biliyorum. Dönemin başbakanının gözlükleri takarak kasetleri izlediğini de biliyorum.

‘Gestapo’ya benzettim...’

MİT müsteşarları siyasete girmemeli. Şimdi parlamentoya gelecek, Roboski’nin hesabını verecek mi? Yine dönemin genelkurmay başkanı açıklamıştı ‘Milli kaynaklardan bilgiyi aldık ve bombaladık’ diye. Bu milli kaynak herhalde CHP değil. Milletvekili olarak kürsüye çıkıp bunun yanıtını verebilecek mi? İstanbul’da bir kız çocuğumuz molotof kokteyliyle yakıldı otobüste. Atan kim? MİT görevlisi. Bunu da soracağız. Ama bunları korumak için özel yasalar çıkarıldı. İşin özeti bir kişinin sır küpü olan ve önemli konumda olan birisi TBMM’ye dinlenmek için geliyor fazla yorulmuş. TBMM tatil yapılacak bir yer değil. Normalde MİT müsteşarlarının görevleri bittikten sonra bir köşeye çekilip oturur, bütün sırları ile birlikte toprağa giderler. Ama iktidar partisine diğer siyasal partileri gözleyip bilgi sunduğunuz zaman Almanya’daki gestapoya dönüşürsünüz.

Meclis’te ne yapacak?

Dönemin başbakanı AKP grubunda ‘Ey Kılıçdaroğlu senin nefes alışını bile takip ediyoruz’ demişti. Kendisi herhalde gelip beni dinlemiyordur, devletin dinlemede ihtisaslaşmış kurumları var. ‘Ben talimat verdim seni dinliyor ve bana servis ediyorlar. Bugün benim sır küpüm’ demekle söylediğini doğruluyor. Aslında bir danışıklı dövüş var. ‘Ben görevinde kalsın beni dinlemeden istifa etti’ filan devletin geleneklerinde yok. Başbakan, cumhurbaşkanı bir bürokrata ‘Sen yerinde kal’ diyecek o da ‘Çok kaldım yerimde yoruldum istifa ediyorum’ yanıtını verecek. Başbakan, cumhurbaşkanı bürokratı ‘Yerinde kal’ dediği zaman kalır kural budur. Ama kuralı dinlemiyorsa aralarında çok özel ilişkiler var demektir. Bu ‘Eğer benim söylediklerime uymazsan ben bunun intikamını senden alırım’ demektir. 

‘Elinde çok belge var’

Konuştuğu zaman AKP ile ilgili elinde çok bilgi var. Rıza Zarraf’ın bakanlarla olan ilişkisini 18 Nisan 2013’te Erdoğan’ın önüne koyan kişidir. Bakanların ilişkileri var, parasal ilişkiler var. ‘Ortaya çıkarsa AKP hükümeti çok zor durumda kalır’ diyor. Bakanların rüşvet aldığını biliyor, başbakana servis ediyor, başbakan kapatıyor. Kim bilir Fidan’ın elinde AKP ile ilgili ne bilgiler var. Bir film vardı. CIA başkanı, devlet başkanı ile ilgili elindeki belgelerle kendisini kabul ettiriyordu. Şimdi bu süreci Türkiye yaşıyor. Eli güçlü olan Fidan’a Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın adeta ‘Emredersiniz buyur gel’ demenin dışında söyleyecekleri bir şey kalmadı.

HSYK’da dört unsur var...

Oğuz Haksever: Size yönelik bir suçlama var. İktidarın ‘paralel devlet’ diye tanımladığı oluşumla aranızda bağlantı olduğu iddiaları var. Önce bunu sorayım...

Kılıçdaroğlu: 17-25 Aralık sürecinde bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. Bakanların rüşvetleri nasıl aldığına tanık olduk. Bunları oraya çıkaranlara da ‘paralel’ dediler. Hayatım boyunca devlette bir paralel yapılanma olmamalıdır dedim. Yargıtay’a 160 yargıç atandı ‘Yargıtay’a 160 militan atadınız’ diye itiraz ettim. HSYK’yı, anayasayı değiştirdiler ‘Yanlış yapıyorsunuz’ dedik. HSYK 4 ana oluşuyor, AKP’liler, cemaatçiler, ülkücüler ve sosyal demokratlar. Bu yargıya güvenir misiniz? Hakimler artık haklı karar verse bile güven sarsılacak. Bunlar yaptı CHP’yi suçluyorlar.

Bir kişi darbe yapabilir mi?

Hidayet Karaca tutuklandı. Hangi deliller var. Bir kişi darbe yapabilir mi hükümete? Silah varsa suçlayalım, tank varsa, yanında ordusu varsa suçlayalım... Birilerinin de mazlumun yanında olması lazım. Mazlumun yanındayız diye ‘siz paralelcisiniz’ diyorlar. Ben dedim ki senin bakanının koluna 700 milyarlık saati paralelciler mi taktı? Yolsuzluklarını, hırsızlıklarını kapatmak için ‘CHP paralelle işbirliği yapıyor’ diyerek bizi suçluyorlar. Belgeyi koy ortaya  sen başbakan değil misin? Ben Gülen’e telefon edip ‘Ne emriniz var mı?’ dedim. Ama sen başbakan olarak kendi hükümet sözcünü gönderdin oraya ‘Ne emri vardır biz gereğini yapalım’ diye...

Yüksek yargıdaki seçimler...

O. Haksever: Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’da seçim oldu. Bu değişimlerden bir sonuç bekliyor musunuz? 

Kılıçdaroğlu: 12 yılda itibar kaybeden kurumlardan biri de yargı. Siyasi otoritenin emrine girdiler çünkü. ‘Yürütme ile ahenkli çalışacağız’ diyor yeni Anayasa Mahkemesi Başkanı. Bunu dediğiniz andan itibaren ‘Ben yürütmenin memuruyum’ anlamına gelir. Bunu bir Anayasa Mahkemesi başkanının bilmemesi ise başlı başına ayıp. Aslında biliyor memur olacağını kendisi itiraf ediyor. Amerika’da yüksek yargıçlar başkan yemin ederken ayağa kalkmıyor, alkışlamıyorlar...  

‘Çöktü anlamına gelir’

Yargıtay başkanı seçildi. O makamlara duyduğum saygıdan ikisine de bir şey söylemek istemiyorum. Bir kişiyi aklayacaksınız akladığınızın semeresi olarak bir yere geleceksiniz. Bir kişiye karşı verdiğiniz bir kararın size dönük maliyeti sizin makamınız olacak. Bunlar yargının kabul edeceği olaylar değil. Adalet kavramı soylu bir kavram. Adalet kan kaybederse her şey kan kaybeder. Yasama yargı yürütme dedi- ğimiz devletin çatısı üç ana ayak üzerine inşa edilmiştir. TBMM, hükümet ve yargı. Bunların birbirini denetlemesi temel kuraldır. Birinin diğeri- nin emrine girmesi çatının çökmesi anlamına gelir. Sayın Cemil Çiçek 17-25 Aralık sürecinde ‘Anayasanın 138. maddesi çökmüştür’ dedi. 138.madde yargı bağımsızlığını işliyor. Bu çökmüşse hangi hukuktan bahsedeceksiniz?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.