Avrupa Ajansı AVA Avrupalı Türklerin Sesi

Semra Eren-Nijhar Mustafa Gençsoy’u Anlatıyor

GÜNDEMDEKİLER

Londra Türk Toplumu’nun yakından tanıdığı ve Avrupa’nın İlk Türk Derneği Kıbrıs Türk Cemiyeti’nin uzun yıllar başkanlığı yapmış Mustafa Gençsoy’u kaybettik.

AVRUPA AJANSI (AVA) LONDRA) ÖZEL-Semra Eren-Nijhar Mustafa Gençsoy’u Anlatıyor. Geçen hafta Londra Türk Toplumu’nun yakından tanıdığı ve Avrupa’nın İlk Türk Derneği Kıbrıs Türk Cemiyeti’nin uzun yıllar başkanlığı yapmış Mustafa Gençsoy’u kaybettik. Avrupa Ajansı adına Semra Eren-Nijhar ile görüştük, sorularımıza cevaplar aldık. 

AVRUPA : Siz Mustafa Bey’e yakındınız, neler söylemek istersiniz?

Semra Eren-Nijhar : Evet, aramızda profesyonel bir çalışma disiplininin yanısıra Mustafa Bey beni kızı gibi de görürdü. Uzun yıllar birlikte sayısız projelerde çalıştık, farklı projelere imza attık. Her konuyu rahatlıkla konuşur, düşüncelerimizi paylaşırdık. Londra Türk Toplumu bir çınarını ve yeri çok zor doldurulacak bir insanı kaybetti. Bu çınar bu ülkeye ayak bastıktan çok kısa bir süre sonra kolları sıvayarak hayatını sadece buradaki topluma değil, aynı zamanda Kıbrıs davasına da adamıştır.

AVRUPA : Bize biraz birlikte çalıştığınız projelerden bahseder misiniz?

Semra Eren-Nijhar: Belirli aralıklarla da olsa uzun yıllar, tam onbeş yıl Kıbrıs Türk Cemiyeti’nin (KTC) arşivinde çalıştım. En büyük çalışmamız, benim yazmış olduğum ‘Avrupa’nın İlk Derneği Kıbrıs Türk Cemiyeti’ isimli kitap oldu. Bu kitabın çıkması için çok çalıştık, çok uğraştık fakat Avrupa’da bir ilki başardık. 

AVRUPA : İlk derken?

Evet bir ilk. Bakın bu kitabın isminin böyle olması için çok ısrarcı ve kararlı oldum, nitekim yaptığım arşiv çalışmalarında Kıbrıs Türk Cemiyeti’nin Avrupa’da modern Türk göçü çerçevesinde kurulan ilk Türk derneği olduğunu araştırmalarım sonucunda elde ettim. Araştırmalarım hiçbir zaman sadece İngiltere ayaklı olmadı. Avrupa’nın diğer ülkelerinde var olan Türk göçü çercevesinde kurulan derneklerin tarihleri ile karşılaştırarak, KTC’nin Avrupa’nın ilk Türk Derneği olduğunu gördüm. Sonucu Mustafa Bey ile paylaştığım da, üzerinde uzun uzun konuştuk, tartışdık ve değerlendirerek kitaba bu başlığı koyduk. Arşivden çıkardığım bilgileri her zaman Mustafa Bey ile paylaşır ve üzerinde konuşurduk. Bu alanda benim gibi çalışma yapan bir araştırmacı ve yazar için bu gerçekten çok az bulunur bir sanştır. Düşünsenize, elinize geçen tüm bilgileri konuşabileceğiniz, sorabileceğiniz ve kesin teyit edebileceğiniz yaşayan bir tarih ile aldığınız notları gözden geçirebiliyorsunuz. O insan yanıbaşınızda ve istediğiniz her an o kişiye ulaşabiliyorsunuz. Evet, şimdi gördüğünüz gibi herkes KTC’den Avrupa’nın ilk Türk derneği olarak bahsediyor. Bir ilki başarmanın ötesinde Mustafa Bey ile tarih yazarak gelecek nesillere önemli bir şey bıraktık. 

AVRUPA : Diğer çalışmalarınız?

Arşivden çıkardığım fotoğrafları ‘Turks in London’ çalışmalarıma ekledim ve başta Avrupa Parlamentosu olmak üzere Londra Büyük Şehir Belediyesi’nde ve birçok yerel belediyelerde bu çalışmaları sergileyerek Londra’lı Türklerin tarihini görsel olarak geniş kitlelere taşıdım. Arşivden çıkan fotoğrafların sergilenmesi Mustafa Bey’i çok mutlu etti, nitekim bir kez daha KTC’yi daha farklı yerlerde tanınmasını sağlayarak, derneği de öne çıkarmıs olduk. KTC arşivinin küçük bir bölümünün topluma ve halka ulaşmasını birlikte sağladık.
Osman Türkay ile ilgili yaptığım çalışmaları ve onunla ilgili kitabımı KTC’de tanıttık. Bu kitap üç baskı yaptı ve Mustafa Bey sonuçtan çok mutlu oldu. Bildiğiniz gibi Osman Türkay Mustafa Bey’in yakın arkadaşı ve can dostuydu, Osman Türkay’ı anlatmak ve tanıtmak Mustafa Bey için çok önemli olmanın ötesinde aynı zamanda bir görev gibiydi.


Bir dönem KTC’de ‘Kadın Konulu Sohbetler’ adı altında konferanslar düzenledik. Bu çalışmaların organizasyonunda başka kadın arkadaşlarımız da yer aldı. Kendi alanlarında tanınmış insanları davet ederek hep birlikte Kadın konusunu farklı bir platforma taşıyarak KTC’nin kapısını özellikle kadınlara tekrar açmış olduk. 

Liste aslında çok uzun. 1999’da tanıştığımız ilk günden hemen sonra Mustafa Bey’le çalışmaya başladık. Burada cok sevgili merhum Omay Hanım’ı da anmak istiyorum. Omay Hanım melek gibi bir insandı ve yaptığım her işi onunla da paylaşırdım. Kendisiyle çok özel bir ilişkimiz ve dialoğumuz vardı. Arşivde çalıştığım zamanlar yanıma gelir her zaman bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sorardı. İşim bitince de oturur, sohbet eder ve karnımı zorla da olsa doyurmadan bırakmazdı. Bunları anlatıyorum, çünkü biz her zaman bir ekip olarak çalıştık.

AVRUPA : Mustafa Bey’in çok zor bir insan olduğu söylenirdi, birlike nasıl çalıştınız, zor olmadı mı?

Bu soru bana sürekli sorulurdu. Evet, doğru. Mustafa Bey çok zor, çok inatçı ve bazen de sert ve huysuz bir insandı. Fakat Mustafa Bey aynı zamanda çok çalışan, çok disiplinli, kendini geliştiren, mütevazi, Londra Türk Toplumu ve Kıbrıs davası için hiç durmadan çalışan ve sözünü hiç kimseden esirgemeyen dürüst bir insandi. Sanırım frakanslarımız uydu. Mustafa Bey’le fikirlerimiz uyuşmadığı zaman tartışır ve sözümüzü birbirimizden esirgemezdik. Tartışmalarımız hep bir saygı çerçevsinde olmuştur. Mustafa Bey aynı zamanda nasıl çalışılacağını ve her ortamda nasıl konuşulacağını bilen kibar bir insandı. 

AVRUPA : Kıbrıs Türk Cemiyeti binasi ile ilgili neler söylemek istersiniz? Bina şu anda boş.

Binanın satılmaması ve arşivin dağılmaması için Mustafa Bey çok uğraştı. En büyük amacı o binanın Londralı Türklere hizmet etmesi için kalıcı olmasıydı. Bina konusunda bir sonuca varılmaması onu son yıllarda çok üzdü. Mustafa Bey’in uzun yıllar KTC’de başkanlık yapmış olması her zaman çok eleştirildi. Evet doğru, 40 yıl başkanlık için çok uzun bir süre, fakat farklı olsaydı eminim yıllar önce o bina satılırdı ve bugün merkezde bir bina olmazdı.
Mustafa Bey binanın nöbetciliğini yaparken aynı zamanda binada bulunan arşivin de korunması için çok çalıştı. O arşivin korunması onun için çok önemliydi. Derneğin kurulduğu ilk günden başlayarak yazılan tüm raporlar, yayınlanan tüm dergile, kitaplar ve çekilen tüm fotoğraflar o arşivde yer alıyordu. Kısacası 1951’den beri Londra’da Türk Toplumu’nun tarihi KTC’nin arşivindeydi.

AVRUPA : Siz ve Mustafa Bey KTC binasının Osman Türkay Evi ve Müze olması için çok uğraştınız. Neler söylemek istersiniz?

Doğru, çok uğraştık. Halen de uğraşıyorum. Bu, çok uzun yıllardır bu alanda çalışan bir sosyal bilimci olarak benim de hayata geçirmek istediğim bir proje. Ayrıca KTC’nin arşivinde uzun yıllar çalışmış ilk ve tek yazar olarak (birinci kuşak dışında) o binanın müze olması benim için bir misyon. Tabii Mustafa Bey’e de sözüm var; o arşivi ve binayı yıllarca korudu ve sahip çıktı şimdi bunun devamını sağlamak bizim görevimiz.

AVRUPA : Dünyaca tanınmış şairimiz Osman Türkay ile Mustafa Bey’in dostluğunu biraz anlatır mısınız?

Osman Türkay’la 1950’de Lefkoşa’da tanışmışlar ve o günden başlayan arkadaşlıkları Osman Türkay’ın ölümüne kadar devam etmiş. Mustafa Bey Osman Türkay’ın cenazesinden Londra’ya döndüğünde bir kardeşini, en yakınını ve çok sevdiği bir insanı kaybettiğini söylemişti.
Onunla birlikte KTC’de dergi çıkarmışlar, etkinlikler ve konferanslar düzenleyerek Kıbrıs davası için çok çalışmışlar. İngiltere’de Türk çocuklarının eğitim konusu onların en önemli çalışmalarından birisi olmuş. KTC’de çalıştıkları otuz yıl süresince her gün görüşerek, birbirlerine destek olmuşlar.

AVRUPA : Mustafa Gençsoy Osman Turkay’ı aynı zamanda Kıbrıslı bir şair ve yazar olarak dünyaya tanıtmak istemiş.

Mustafa Bey Osman Türkay’ın Kıbrıslı bir şair olarak dünyada tanınması için çok uğraşmış. Onun bu çabası Osman Türkay’ın ölümünden sonra da devam etti ve hiç yılmadı. Osman Bey hayatta iken KTC başkanı olarak desteğini hiç esirgememiş, Osman Türkay’ın başka ülkelerde, başka platformlarda ve başka şehirlerde dünya şairleriyle buluşması için Mustafa Bey hem maddi hem de manevi destek sağlamış.

AVRUPA : Her ikisi de Cumhuriyet kusağını temsil ettiği için bu alanda çok çalışma yapmışlar, değil mi?

Evet. Onlar Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bağlı Cumhuriyetin önemini anlatmaya çalışan Cumhuriyet kuşağıydı. KTC’nin organize ettigi Cumhuriyet baloları halen konuşuluyor. Cumhuriyetin her yıl kutlanması o kuşak için çok önemliydi. Mustafa Bey Cumhuriyet’in 100. yıl kutlamalarını çok görmek istedi ama maalesef olmadı. KTC’nin başkanlığını yaptığı 40 yıl boyunca Türkiye’yi ve Kuzey Kıbrıs’ı İngiltere ve dünyada ilerici, çağdaş ve bağımsız ülkeler olarak anlatmak için çok uğraşmış. 

AVRUPA :Örnek verebilir misiniz?

KTC olarak yayınladıkları ‘Turkish News’ dergisinde bulunan makalelere bakarak bunu görebiliyoruz. Ayrıca belirli günler çerçevesinde (19 Mayıs, 23 Nisan vs.) kutlamalar, oyunlar, piyesler, seminerler ve konferanslar düzenleyerek İngiliz politikacıları, yazarları, araştırmacıları, okul müdürlerini ve öğretmenleri de davet ederek Atatürk’ü ve Cumhuriyeti tanıtmaya çalışmışlar.

AVRUPA :Son yıllarda Mustafa Bey’in yanında kimler vardı?

Mustafa Bey evin içinde yalnız değildi. Yanında yiğeni Savaş ve Mustafa Bey’i uzun yıllardır tanıyan ve yanında olan Üstün Selçuk vardı. Ve baldızı Sevil Hanım da her zaman Mustafa Bey’in yanında oldu. Londra’da olduğu dönemler Sevil Hanım Mustafa Bey’in evinde kalarak ona baktı ve günlük yemeğini pişirdi. Sevil Hanım Londra’dan ayrılmadan önce birkaç ay Mustafa Bey’e yetecek kadar yemek yaparak buz dolabına koyardı, hem kendi ailesi hem de Omay Hanım’ın ailesi Mustafa Bey’e iyi baktılar. Onu aslında yalnız bırakarak aramayan Londra Türk Toplumu oldu. Burada istisnalardan bahsetmiyorum, tabii ki ziyaretinde bulunup arayanlar odu fakat çok az. Londra Türk Toplumu’na hayatını adayarak hizmet vermiş olan bu büyüğümüz hastalandığın da ve yaşlandığın da maalesef hemen unutularak yalnızlığa mahkum edildi. Mustafa Bey bana zaman zaman yalnızlıktan çok sıkıldığını söylerdi. Çalıştığımız yıllar onun bana söylediği cümleyi hiçbir zaman unutamam, ‘Şaşırmayın, bizim toplum birçok çeyi hemen unutur ve vefasızdır.’ 
Maalesef haklı çıktı.

AVRUPA :Son olarak bize Mustafa Bey’in KTC başkanı olarak nelere imza attığını anlatır mısınız?

Liste çok uzun ama birkaç örnek verebilirim. Bu listeyi okuyanların İngiltere’de Türk Göçü çerçevesinde yapılan çalışmların yeni başlamadığını, yetmiş yıllık bir geçmisi olduğunu ve yapılan her yeni çalışmada geriye bakılması gerekildiğini bilmelerini istiyorum.


Londra’daki Türkler; Öğrenci Problemleri; Ticari ilişkiler; Din ve Cami Konulu Çalışmalar; Spor Çalışmaları; Kadın Kolu Çalışmaları; Gençlik Çalışmaları; Eğitim Çalışmaları; Sosyal Hizmet Çalışmaları; Konut için Bilgilendirme Çalışmaları; Sağlık Çalışmaları; Londra’da Türk Radyosu; Kıbrıs Davası ile ilgili Çalışmalar; Kültür Çalışmaları; Yerel Belediyeler ile ilgili Çalışmalar; Politik Çalışmalar; KTC yayınları olarak basılan kitaplar ve dergiler.

AVRUPA: Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Semra Eren-Nijhar : Gazetenizde Mustafa Bey’i anarak yer verdiğiniz için ben de size teşekkür ederim.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.