Avrupa Ajansı AVA Avrupalı Türklerin Sesi

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan açıklama, 'CHP üzerine düşeni yapıyor'

SİYASET

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz başkanlık sisteminin Türkiye'de tartışılmasının tamamen yapay bir tartışma olduğunu düşünüyoruz. Bugün Türkiye'nin dünya kadar sorunu var. Doğu, Güneydoğu'da kan gövdeyi götürüyor, her gün şehitlerimiz geliyor. Anayasa tartışmaları mı çok değerlidir, yoksa bu sorunu çözmek mi çok değerlidir? Biz bırakmışız orayı, kalkmışız bir kişiye göre rejimi değiştireceğiz. 'Onun keyfi olsun' diye. Yeter artık yani bu kadar da olmaz" dedi. 

Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yeni anayasa tartışmalarına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Sadece anayasa değil, çünkü Sayın Davutoğlu da söz verdi, 12 Eylül darbe hukuku dolayısıyla biz bir komisyon kuruyoruz. Anayasa o darbe hukukunun bir parçası" değerlendirmesini yaptı.

 "Anayasanın iz düşümü olan yasaların değişmesi lazım, anayasa değişse ne olur?" diyen Kılıçdaroğlu, "Ama anayasanın o açık tanımı uygulamayla örtüşmüyor, 12 Eylül artığı olan yasalar var, bunların değişmesi lazım. Biz anayasayı bunun için istiyoruz" ifadesini kullandı.

 Kılıçdaroğlu bir soru üzerine, hem anayasa hem de "darbe yasalarının ayıklanması" noktasında iki ayrı komisyon kurulması önerisine de açık olduklarını söyledi.

Başkan Ahmet Davutoğlu'nun "Sistemi otoriterleştiren uygulamadır" sözü hatırlatılarak, "Başbakanın size ilettiği başkanlık sistemi modeli nedir?" sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun kullandığı cümleye aynen katıldığını belirtti.

 "Kötü yasa yoktur, iyi yasa da yoktur, kötü uygulayıcı vardır" sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu, bir ülkede rejimin sabahtan akşama değişmeyeceğini dile getirdi.

Türkiye'nin 200 yıllık parlamenter geçmişi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

 "En son Türkiye Cumhuriyetini kuran Gazi Mustafa Kemal de parlamenter sistemi benimsemiş. Şimdi biz bunları tamamen çöp sepetine atalım diyoruz, başkanlık olsun. Niye başkanlık oluyor? 13 yıldır kimsenin aklında değildi de niye birden bire oldu? Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra başkanlık sistemi olsun. Çok talihsiz de bir açıklama yaptı, Almanya'daki Hitler örneğini verdi. Şunu acaba düşündü mü? Hitler örneğinden sonra Almanya niye başkanlık sistemini terk etti, parlamenter sistemi seçti? Almanya şu anda neden Avrupa'nın amiral gemisi konumundadır. İki dünya savaşında elde edemediği gücü Almanya, AB sürecinde elde etti. Başkanlık mı var? Hayır. 'Siz bu sistemden memnun musunuz?' Hayır. Ama düzeltelim. 'Yok düzeltmeyin, yeni bir sistem kurun.' Nasıl kuracağız o sistemi? 'Henüz daha belli değil.' Sayın Davutoğlu'na da sordum, 'Nedir başkanlık sistemi?' Bir çalışma yapacak bize verecek. Nasıl bir çalışma bilmiyoruz. Parlamenter sistemi çalışmaz hale getiren, 12 Eylül darbe hukukudur."

Kemal Kılıçdaroğlu, mevcut sistemdeki tıkanıklığın nedeninin ise kuvvetler ayrılığı ilkesinin çalıştırılmaması olduğunu savundu.

Türkiye'de fiili yarı başkanlık sistemi yaşandığı şeklindeki açıklamaların hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Fiili bir durum var, doğru. Çünkü ortada Başbakan yok. Ben söylüyorum zaten 'başbakanlık koltuğu boş' diye. Ben Sayın Başbakana da söyledim, 'ben sizi muhatap almak istiyorum', sarayda oturan zat 'hayır onu değil, beni muhatap alın' diyor. Benim muhatabım Sayın Başbakan. Bir kişi konuşuyor, 'kuralları falan ben tanımam' diyor. 'Defakto bir durum oluştu, buna hukuki çerçeve çizin' diyor. Yani 'bana göre hukuki çerçeve', 'Türkiye'ye göre değil, benim ihtiyaçlarıma göre çizin' diyor. Bir kişinin ihtiyacına göre rejim mi değişir?" açıklamasını yaptı.

"BAŞKANLIKLARDA EYALET SİSTEMİ VARDIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hitler örneği ile ilgili açıklaması anımsatılarak, "Sayın Cumhurbaşkanının dünkü açıklaması sizi tatmin etti mi?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, "Hayır. Kendisini kurtarmak için. Hadi diyelim ben yanlış anladım, bazı gazeteciler yanlış anladı. Peki bütün dünya mı yanlış anladı? Siz eğer başkanlığa örnek verirken Hitler Almanyası'nı örnek verirseniz, bu affedilecek bir tablo değildir. Bu aslında aklından geçen bir rejimin dillendirilmesidir" diye konuştu.

Başkanlık sistemlerinin tamamında eyalet sistemi olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Bizde eyalet mi var? Neden ısrar ediliyor ben anlamıyorum?" ifadesini kullandı.

Üniter yapı korunarak, başkanlık sisteminin getirilebileceği yönündeki açıklamaların sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Biz başkanlık sisteminin Türkiye'de tartışılmasının tamamen yapay bir tartışma olduğunu düşünüyoruz. Bugün Türkiye'nin dünya kadar sorunu var. Doğu, Güneydoğu'da kan gövdeyi götürüyor, her gün şehitlerimiz geliyor. Anayasa tartışmaları mı çok değerlidir, yoksa bu sorunu çözmek mi çok değerlidir? Biz bırakmışız orayı, kalkmışız bir kişiye göre rejimi değiştireceğiz. 'Onun keyfi olsun' diye. Yeter artık yani bu kadar da olmaz" değerlendirmesini yaptı.

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine başkanlık sistemiyle ilgili toplumsal nabzı tutmak amacıyla yapılan kamuoyu araştırmalarına inanmadığını, onların tamamının maniple edildiğini ileri sürdü.

"BAHÇELİ DE BİR SÖZ VERMİŞSE, DOĞAL OLARAK BU SÖZÜN ARKASINDA DURUR"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "başkanlık konusundaki karşı duruşuna güvenip güvenmediğinin" sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Ben bir siyasal liderin verdiği sözün arkasında durması gerektiğine inanan birisiyim. Sayın Bahçeli de bir söz vermişse, doğal olarak bu sözün arkasında durur"dedi.

HDP'li yöneticilerin özerklik konusunda yaptığı açıklamalarına ilişkin Kılıçdaroğlu, HDP'lilerin hükümetin kendilerine söz verdiğini beyan ettiklerini buna da hükümet kanadından bir yalanlama gelmediğini dile getirdi.

 Dolmabahçe'de yapılan görüşmelerin DTK'nın açıklamaları ile uyuşabileceğini ve bunun alt açılımlarının muhtemelen orada konuşulduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Ben defalarca 'halka izah edemeyeceğiniz vaatlerde bulunmayacaksınız' demiştim. Şimdi halka izah edemeyecekleri vaatlerde bulundular. Geri adım atıyorlar. Karşı taraf konuşuyor. Bunlar o konuda sessizliklerini koruyor" diye konuştu.

"Cumhurbaşkanına Hitler benzetmesi yapmakla haksızlık etmiyor musunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hitler örneğini o verdi. Sıkıntı da orada zaten. Öyle bir örnek verdi ki demokrasi kırıntısı olan hiç kimsenin veremeyeceği bir örnektir Hitler Almanyası. Bunu yapmayacaktı, o örneği vermeyecekti. Sayın Cumhurbaşkanı Suudi Arabistan'a gittiğinde krala 'sakın siyasi idam yapmayın. Örnek mi istiyorsunuz, Türkiye' demesi lazımdı. Ama dönüp diyor ki 'olabilir, o onların iç meselesidir.' Bu olamaz. 21. yüzyılın Türkiye'sine yakışmaz. Biz bunu kabul etmeyiz" yanıtını verdi.

"KİMSE KUSURA BAKMASIN BİZ İKTİDARA GÜVENMİYORUZ..."

 Darbe hukukunun değişmesi hususunda ellerinden gelen her türlü çabayı göstereceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Getirsinler darbe yasalarını, tamamını değiştirelim" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Dokunulmazlıkların konjonktürel olarak kullanılması asla doğru değil. 'Ben Ali'ye kızdım dokunulmazlığını kaldırayım, Veli çok iyi bir adam onun dokunulmazlığı kalsın.' Çifte standart olmaz siyasette. Hele devlet yönetiminde çifte standart hiç olmaz. Objektif bir kural getirirsiniz, o kurala göre hareket edersiniz. Biz, kürsü dokunulmazlığı hariç, diğer dokunulmazlıkların kaldırılmasını isteriz" dedi. Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Siz başkanlık sistemine mi yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsına mı karşısınız" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Biz, başkanlık sistemine... Sayın Erdoğan'ın şahsını kişisel bir olay olarak görmüyoruz ama o kişisel olay olarak görüyor. Zaten sorunumuz da orada. Sayın Cumhurbaşkanı anayasal sınırlar içinde, ettiği yemine sadık kaldığı sürece bizim bir sorunumuz yok" yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, "Yeni anayasa ve başkanlık konusunda komisyon için davet gelecek. CHP isimleri belirledi mi?" sorusuna, "Yok, hayır" dedi.

"Yeni anayasa konusunda, başkanlık meselesiyle bir tıkanma yaşanırsa ne olur" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bir kişi parlamentoya dayatmada bulunamaz. Parlamentonun kendi özgür iradesi vardır ve kendi özgür iradesine göre çalışır ve karar alır. Bir kişinin arzusuna göre rejim değişemez ve parlamento da o bir kişinin asla ve asla tutsağı olamaz" diye konuştu.

 "AK Parti, 317 milletvekili adına bu öneriyi getiremez mi" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Ben illa bir öneri gelmez demiyorum" yanıtını verdi. 12 Eylül darbe hukukunun, yasama organı üyesinin özgürce iradesini kullanmasını engellediğini belirten Kılıçdaroğlu, bu kaldırıldığında AK Parti içinden de, "Başkanlık sistemi doğru değil" diyenlerin çıkabileceğini savundu.

Kılıçdaroğlu, sadece anayasanın değil, 12 Eylül darbe hukukunun da değiştirilmesi gerektiğine işaret ederek, Başbakan Davutoğlu'nun, "Bununla ilgili bir tarama yapacaklarını" söylediğini aktardı.

 Anayasa değişikliklerinden çok daha önce 12 Eylül darbe hukukunu değişebileceğini, gazetecilerin tamamının hapisten çıkabileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP'nin hazırlığının olduğunu, Başbakan Davutoğlu'na "bunu verebileceklerini" söylediklerini ifade etti.

 "ÇÖZÜM ADRESİ TBMM"

 "Güneydoğu'daki terör olaylarına ilişkin CHP'nin çözüm önerilerinin" ne olduğu sorusuna Kılıçdaroğlu, çözüm adresinin TBMM olduğunu bildirdi. Bu ve bundan önceki hükumetlerin hiçbir zaman parlamentoya doğru bilgi vermediğini, kapalı oturumlarda, gazetelerde yazan bilgilerden daha azının verildiğini savunan Kılıçdaroğlu, sorunun çözümü konusunda hükumetin samimi olmadığını, iç politikada bir malzeme olarak kullandığını söyledi. CHP'nin en baştan beri parlamentoda komisyon kurulması teklifinde bulunduğunu, bunun reddedildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin izlediği yöntemin yanlış olduğunu öne sürdü.

 Kılıçdaroğlu, iktidarın, Doğu ve Güneydoğu'da "Biz bu sorunu çözeceğiz, CHP engel oluyor" dediğini ancak CHP'nin bir şeye engel olmadığını belirtti.

"CESETLER NEDEN ALINAMIYOR?"

 CHP'nin, Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan sorunların çözümüne ilişkin çalışmalarının hatırlatılıp, "CHP elini taşın altına koymuyor, yeterli inisiyatif almıyor, samimi olarak bu işin çözümü için bir şey yapmıyor' eleştirileri var. Dün de aydınlar 'Biraz daha fazla inisiyatif almanız' talebiyle geldiler. Bu yaklaşımı nasıl görüyorsunuz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bunun bir algı olduğunu, şu anda bunun kalmadığını ifade etti.

Her partiyle görüşen CHP'nin ana aktör olarak devreye girmesinin istendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Kendilerine bizden ne istediklerini de sordum. Yürüyüş, miting yapın, Batı'daki insanın dikkatini Doğu'ya çekin. Çünkü Doğu'daki insanlarda şöyle bir algı oluşmaya başladı; 'Burada çocuklar, kadınlar, gençler öldürülüyor ama Batı hiçbir şey yapmıyor, dolayısıyla Batı beni istemiyor.' Böyle bir algı var ve bu algı doğru değil" dedi.

Zihinsel bir kopuşun çok daha felaket olacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerin şöyle sürdürdü:

 "Artık insanlar şunu düşünmeye başladılar; 'Biz Kürt olduğumuz için bunlar bize yapılıyor.' Sivillerin, kadınların ölmesi... Şu anda karların altında cesetler varmış galiba, onu söylediler, cesetlerin alınamadığını, 'bunların alınması için mutlaka devreye girin, gidin, konuşun' diye. Biz arkadaşlarımıza söyledik, bakın bakalım gerçekten cesetler var mı? Varsa bu cesetler neden alınamıyor? Çürüyecek orada, caddenin, sokağın ortası veya bir duvarın dibinde. Bunların olmaması lazım. Eğer bir ceset var ve hala gidip alınamıyorsa, sormak lazım güvenlik güçleri ne yapıyor acaba? Beyaz bayraklı insanlar, bunlar doğru değil."

"CHP ÜZERİNE DÜŞENİ YAPIYOR"

Kılıçdaroğlu, hendek kazılmasını doğru bulmadıklarını belirterek, "Ülkeyi bu hale kim getirdi? O silahlar, o evlere gelip depolanırken bu ülkeyi kim yönetiyordu? Neden görmediniz onu? O silahlar gelirken emniyete bir değil, iki değil, üç değil, yüzlerce telefon geldi, 'Buralara silah depoluyorlar' diye. Hiç kimse kılını bile kıpırdatmadı. Şimdi masum insanlar ölüyor, bölge ateş çemberine, alev topuna dönmüş. Şimdi biz soruna çözüm arıyoruz. Yine söylüyorum; Bizim yöntemimiz en doğru yöntemdir, sorunun parlamentoya getirilmesi, parlamentoda oturup konuşmamız lazım ve bu sorunu bir şekliyle aşmamız lazım" diye konuştu.

 "Bölgede süren iç güvenlik harekatının" anımsatıldığı Kılıçdaroğlu, demokratik, hukukun olduğu bir ülkede bir kişinin eline silah alıp "Ben buraya düzelteceğim" diyemeyeceğini vurguladı.

Terörle mücadele edilirken sivillere zarar verilmemesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, sivillere konut yapılarak alanın boşaltılabileceğini söyledi. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.