Öne Çıkanlar Komedi Gazinosu alkol londra Atatürkçü Düşünce Derneği Londrada Türk İş Dünyası Türk İş Dünyası Güç Birliği atogepant hapı NHS migren İngilterede migren İngilterede Ulusal Sağlık Birleşik Krallık ülkeleri

Bu haber kez okundu.

Yaşam koçu Mert Çuhadaroğlu ile Hayatını Seç Mutluluğu Yakala

Mutsuzsak, umutsuzsak, yaşadığımız hayat bize yetmiyorsa bir yerlerde ya yanlış adım atmışızdır ya da atmamız gereken adımı atmamışız demektir. Neyi nasıl düzelteceğimizi ve korktuğumuz o adımı nasıl atacağımızı Mert Bey’e sorduk. İçtenlikle cevapladı. Bu keyifli röportaj belki de hayatınızın dönüm noktası. Siz yeter ki satır aralarını doğru okuyun.Klasiktir ama söze böyle başlayalım. Kimdir Mert Çuhadaroğlu, Kaç yaşındadır, nerelidir, ne eğitimi almıştır, evli midir, çocukları var mıdır?

Mert Çuhadaroğlu- 1972 İstanbul doğumluyum, işletme fakültesi mezunuyum. 1999– 2012 yılları arasında Türkiye’nin önde gelen özel bankalarından birinde müfettişlik ve genel müdürlükte yöneticilik görevlerinde bulundum. 2009 yılında kişisel gelişim ve koçluk konuları ile ilgilenmeye başladım, 3 yıllık bir hazırlık sürecinde çok sayıda kitap okudum, bazı eğitim ve seminerlere katıldım, kendi hayatım üzerinde çalıştım. 2012 yılında koçluk eğitimimi tamamlayarak “radikal” bir karar ile bankadan ayrılarak profesyonel koçluk ve yazarlık yapmaya başladım.

17 yıllık evliyim, iki kızım var. Eşim Özge Çuhadaroğlu da yaşam ve nefes koçluğu yapmaktadır. “Hayatını Seç” isimli bir kişisel gelişim kitabım bulunmakta. İkinci kitabımın ise yılbaşında yayınlanmasını planlıyoruz.

Bireylere koçluk yapmanın yanı sıra kendi adımı taşıyan web sitesinde ve “Mert Çuhadaroğlu Yazar” isimli facebook sayfamda her gün günlük motivasyon yazıları ve kısa hikayeler yazıyorum.

Neslihan Sultan PALA- Yaşam koçluğu yurdumuz insanın diline son on yılda epey yerleşmiş bir kavram. Bize yaşam koçluğunu nasıl tanımlarsınız ve biz yaşam koçluğundan ne anlamalıyız? Biliyorsunuz yaşam koçluğu çoğunlukla psikolog ve psikiyatrlarla karıştırılıyor. Bu ayrım nerede başlar? 

Mert Çuhadaroğlu- İzlemekte olduğunuz yol sizi hayallerinize yaklaştırıyor mu yoksa uzaklaştırıyor mu? Bir gününüz nasıl geçiyor, kendiniz için neler yapıyorsunuz?Kendi istediğiniz hayatı mı yaşıyorsunuz yoksa hayatınızı toplumun, ailenizin beklentilerinegöre mi şekillendirdiniz?

Koçluk öncelikle bunlar ve benzeri sorulara ilişkin bütün cevapların sizin içinizde olduğunun bilinciyle, sizi kendinizle yapacağınız önemli konuşmalara hazırlar. Bu konuşmalar; kendiniz, yaşamınız ve amaçlarınız gibi derin konular içerir.

Seanslarda kendinizi daha yakından tanıdıkça kendinizi daha çok sever ve kendinize daha fazla güvenirsiniz. Kendinize güveniniz arttığında adeta otomatik olarak potansiyelinizin kullanılmayan bölümleri ortaya çıkar. Ulaşabileceğiniz en iyi halinizde doğru ilerlersiniz ve bunu bilmek muhteşem bir histir.

Sistemli, planlı bir çalışma ve bunun bir parçası olan eylem adımları ile becerilerinizi en üst seviyede kullanmaya başlarsınız. Kendinizle olan ilişkiniz geliştikçe çevrenizdeki insanlarla verdiğiniz destekler de gelişir ve artar. Ailenizle, eşinizle/sevgilinizle, iş arkadaşlarınız ve dostlarınızla olan ilişkileriniz olumlu olarak etkilenir, çünkü kendisi ile olan iletişimi artan kişinin diğerleriyle olan iletişimi de farklı bir boyuta taşınır.

Eğer bugüne kadar sahip değilseniz, koçluk çalışmaları neticesinde net bir vizyonunuz, misyonunuz ve hedefleriniz olur .Bir hedefe ve plana bağlanmış istekleriniz sizin tutkulu amaçlarınız haline gelir. Süreç içinde daha canlı ve olumlu düşünebilen bir insana dönüşürsünüz.

Koçluk bu süreçte sizi destekleyen bir mekanizmadır, değişim yolculuğunda size rehberlik ederiz. Özetle yaşam koçluğu, psikolojik bir rahatsızlığı olmayan kişilerin hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olan çözüm odaklı ve sistematik bir süreç yönetimidir.

Yaşam koçları, kişisel gelişim alanında faaliyet gösterir. Psikiyatr ve psikologlar ise sağlık sektörünün çalışanlarıdır. Depresyon, panik atak, kişilik bozuklukları, vb. türünde ruhsal sağlık sorunları, yaşam koçlarının ilgi ve müdahale alanının tamamen dışındadır, bu türden problem yaşayan kişiler mutlak surette psikiyatr veya psikologlarla görüşmelidir.

Neslihan Sultan PALA- Kişisel gelişim üzerine birçok yazınız yer alıyor. Siz bu yazılarınızda insanlara hep farklı ve güneşi gören pencereler açıyorsunuz. Peki kendi kişisel gelişim sürecini Mert Çuhadaroğlu kısacık da olsa bize anlatmak ister mi?

Mert Çuhadaroğlu- Üniversiteden mezun olduktan sonra önce bir denetim şirketinde çalışmaya başladım, ardından bankacılık sektörüne geçtim. Denetim ve finans alanında 15 yıl boyunca önemli sorumluluklar aldım. Kurumsal iş yaşamında geçirdiğim 15 yıllık süre, dolaylı olarak yaşamımın pek çok alanını etkiledi ve bana çok şey kattı.

2009-2012 yılları arasında “Benim Hayat Amacım Nedir?”, “Daha İyi Ne yapabilirim?”, “Daha Keyifli ve İstediğim Gibi Yaşayacağım Bir Hayatı Nasıl Kurgulayabilirim?” sorularını kendime sordum ve cevapların peşine düştüm.

Bugüne kadarki hayat deneyimim, okuduklarım ve araştırmalarım neticesinde ben kendi sorularımın cevaplarını buldum. Kendi içime yaptığım yolculukta kendimle yüzleştim ve hayat amacımı keşfettim. İnsanların hayatlarına daha fazla dokunabileceğim bir şeyler yapmak istediğime karar verdim.

Hedefime doğru şekilde ulaşmam için öncelikle bir eğitim sürecinden geçmem gerekiyordu ve koçluk eğitimi aldım. Teorik eğitimi, kişisel geçmişimdeki eğitim ve tecrübelerimle harmanladıktan sonra kişiler üzerinde de uyguladım ve bugün pek çok danışanıma, yaşam yolunda rehber olmaya gayret gösteriyorum.

Neslihan Sultan PALA- Bir yazınızda bir danışanınızın şu cümlesi dikkatimi çekti. “Kendimi diğer insanlarla kıyaslıyorum, diğer insanlar başarılı olduğumu düşünsün istiyorum, başkalarının fikrine sanki gereğinden fazla önem veriyorum, herkes beni sevsin ve kimse kırılmasın istiyorum, yapmak istediğim o kadar çok şey var ki, herkesi dinledikçe kafam karışıyor, kendime daha fazla güven duymak istiyorum”  Okuyucularımıza da bir pencere açabilmeniz açısından danışmanınıza verdiğiniz cevabın özetini bize nasıl anlatırsınız? Başkalarının ne düşündüğü neden bizim için bu kadar önemli?

Mert Çuhadaroğlu- İnsanları yapmak istedikleri şeyden alıkoyan çoğu zaman diğer insanların ne düşüneceği ve söyleyeceği korkusudur. Bunu aşmak için iyi bir planın yanı sıra güçlü bir duruşa ihtiyaç vardır, bu da ancak insanın kendisine daha çok güvenmesiyle olur.

Kendinize güvenmenin ilk adımlarından bir tanesi ise kendinizi diğer insanlarla kıyaslamaktan vazgeçmektir. Bunun çok pratik bir yöntemi var; alın defteri kalemi elinize ve kendinizi eski halinizle kıyaslayın, bir yıl önce neredeydiniz, şimdi neredesiniz, geliştirdiğiniz yönlere, edindiğiniz becerilere odaklanın. Bir adım daha ileri giderek kendinizi bir yıl sonra nerede görmek istediğinizi de yazın.

İkinci tavsiye edeceğim yöntem ise tamamen kendinize özgü bir başarı tanımı oluşturmanız. Başkalarının başarı tanımları ile yaşamayın hayatınızı. Bu sizin hayatınız sonuçta. Başarı mükemmel olmak veya birinci olmak değildir, çoğu zaman birinci olmasanız bile kazanabilirsiniz. Benim başarı tanımım şu şekilde; mutlu ve huzurluysam başarılıyım.

Bir sonraki adım kendi iç sesinizi duymak ve dinlemek için günde 15-20 dakika sessiz ve sakin bir ortamda kendinizle baş başa kalmak, bir süre sonra iç sesiniz devreye girecek ve size yapmak istediğiniz şeyle ilgili olarak yolu gösterecektir, sezgilerinize güvenin.

Diğer insanların neler söylediklerini hiç dinlemeyin gibi bir anlam çıkarmayın lütfen, her konuda olduğu gibi burada da bir denge kurabilirsiniz, benim anlatmak istediğim sizin için önemli olan konularda iç sesiniz devrede iken sezgilerinizi daha fazla takip etmeniz sadece.

Son ve belki en önemli adım ise mutlaka harekete geçmek, çılgıncasına bir şeyler yapmak değil kast ettiğim sadece iç sesinizin doğrultusunda minik adımlar atmak belki başlangıçta. Başkalarının ne düşündüğünün bizim için neden önemli olduğu konusu ise kişi özelinde çok farklı cevapları olabilecek bir soru. Yetiştirilme tarzınız, aileniz ve büyüdüğünüz çevre, aldığınız eğitim, hepsi bu cevap üzerinde etkili olmuş olabilir.

Neslihan Sultan PALA- Her insanın içinde yaşadığı hayattan duyduğu bir hoşnutsuzluk yatıyor. Ama hemen hiç kimsenin kafasında da dört dörtlük kendi kurguladığı bir mükemmel hayat senaryosu da yok. Hoşnutsuzluğun sebebi ne istediğini bilememek mi yoksa bilip de ulaşamamak mıdır?

Mert Çuhadaroğlu- Çoğu insanın zihninde kendi kurguladığı mükemmel bir hayat senaryosu vardır aslında, sadece hayal kırıklığı yaşamaktan veya başarısız olmaktan korktuğumuz için bunu dile getirmeyiz. Hoşnutsuzluğun sebebi, bilip de uygulamamaktır bence.

Neslihan Sultan PALA- Değişim insanı korkutan bir olgu ama aynı zamanda bir önceki soruyla da bağlantılı olarak sürekli değişmek isteriz. Siz değişimin önündeki en büyük engel "erteleme" diyorsunuz ve değişimin formülünü 'istek*inanç*ilk adım atma cesareti ≥ değişime olan direnç'. şeklinde tanımlıyorsunuz. İsteği ve inancı olan ama cesareti olmayan insanlara ne önerirsiniz?

Mert Çuhadaroğlu- Hayatlarında düşünce, söz ve eylemi uyumlayarak başlayabilirler. Minik adımlarla başlamalarını tavsiye ederim, birisine onun hakkında gerçekten düşündüğümüzü söylemek gibi.

Unutmayın, bin millik bir yolculuk bile bir adımla başlar. Ve hayallerini gerçekleştiren insanların en önemli özelliklerinden birisi o ilk adımı atma konusundaki cesaretleridir. Bunu ilk yaptıklarında muhtemelen korkmuşlardır ama isteklerini elde etme konusundaki arzuları o kadar büyüktür ki korkularına rağmen ilerlemeyi başarmışlardır. Güçlü yönleriniz neler, kimlerin desteğini alabilirsiniz, biraz bu ikisine odaklanın korkuyu aşmak için.

Nedenlere odaklanın. Neden istiyorsunuz? Lütfen oturun ve 15-20 madde yazın bununla ilgili. Yeterince kuvvetli bir neden olduğunda nasılın önemi çok azalır

Koşulların tam olarak sizin istediğiniz şekle gelmesini bekliyorsanız bunu unutun, böyle bir şey asla olmayacak. Sürekli değişen bir dünyadan yaşıyoruz, koşullar dediğimiz şey sabit değil.

Neslihan Sultan PALA- Hep iyi bir şeyler yapmak isteriz. Başarı sonuçta gizlidir bizce. Peki sizce süreç mi önemlidir, sonuç mu? Neden? 

Mert Çuhadaroğlu- Ben şahsen sürecin daha önemli olduğu düşünüyorum, yaşamın kendisi bir yolculuk ve bu yolculuktan keyif almak önemli. Siz süreçten keyif aldığınızda, yaptığınız şeyi iyi yapmaya odaklandığınızda arkasından iyi sonuçlar gelir zaten.

Neslihan Sultan PALA- Bu keyifli ve bir o kadar da aydınlatıcı sohbet için teşekkür ederim.

Mert Çuhadaroğlu- Ben de güzel sorularınız için teşekkür ederim.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.