Öne Çıkanlar türkiye Drakon Kanunları Fahriye Evcen London Design Festival Nicolas Sarkozy gözaltı Huysuz Kadınlar Örgüsü Ilyun Bürkev Emre Engin Ezo Dem Sarıcı St James`s Paddington Church

Bu haber kez okundu.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Artık iki devletliliği tüm dünya konuşuyor

AVRUPA AJANSI (AVA) LONDRA-Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CNN TÜRK’ün yayınına video konferans yoluyla katılarak Kıbrıs sorununu ve güncel konuları değerlendirdi ve soruları yanıtladı.
KKTC’nin Türkiye ile yüzde yüz fikir birliği içinde olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, gündemdeki konunun 5+BM gayri resmi görüşme olduğunu belirterek, Türkiye ile beraber hareket ederek geliştirilen politikaların bütün dünyanın gündemine geldiğine işaret etti.BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ‘Bu toplantıda BM Güvenlik Konseyi’nin parametrelerinin dışında sizin yeni fikir ve düşünceleriniz ve geleceğe yönelik vereceğiniz bir takım mesajlar varsa bu toplantıda onları ifade etmeniz en doğal hakkınızdır’ dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, “Demokratik bir seçimle yeni bir sayfanın açılmasıyla Kıbrıs Türk lideri ve KKTC’nin Cumhurbaşkanı olarak benim bu toplantıda söyleyeceklerim fevkalade önemlidir. Bütün bunlar dünyanın gündemine getirilmiştir. Artık iki devletliliği tüm dünya konuşuyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının en başından beri Kıbrıs adasını Yunanistan’ın bir uzantısı olarak Megali İdea denileni gerçekleştirme ve ENOSİS’i ilan etme çabası içinde olduklarını belirterek, “Rum tarafı, Megali İdea dedikleri ezberi bozamıyorlar ve kendilerini bir nevi pranga altında kilitliyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, herkesin kazanacağı kazan-kazan formülü ile herkesin önünün açılacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Tatar, bir anlaşma ile petrol ve enerji kaynakları gibi meselelerde ekonomik olarak çok daha fizibil şekilde petrol gazının 40 mil uzaktaki Türkiye üzerinden dünyaya ulaştırılabileceğini ifade ederek tüm tarafların bundan kazançlı çıkacağının altını çizdi.
Tatar, Kıbrıslı Türklere yapılan iki büyük haksızlık olduğuna işaret ederek, önce 1960’ta Cumhuriyet’in kuruluşundan üç yıl sonra Kıbrıslı Türklerin devletin dışına atılması, diğerinin ise Rumların Kıbrıs’ta bir anlaşma olmadan AB’ne tek taraflı olarak alınması olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Tatar, bugün gelinen noktada Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ın eskisi gibi olmadığını, dengelerin değiştiğini, KKTC’nin Türkiye’nin de desteği ile daha da güçlendiğini söyledi.


Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta halihazırda iki devlet olduğunu, adil ve sürdürülebilir bir uzlaşıya ancak egemen eşit iki devletin iş birliğine dayalı modelle ulaşılabileceğini, federasyonun karmaşık yapısının kurgulanmasının ve hayata geçmesinin çok zor olduğunu kaydetti.


Türkiye’nin 1974 yılında garantörlük haklarından kaynaklanan müdahalesinden sonra Kıbrıs’ta hiç kan dökülmediğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Dolayısıyla bu kadar yıl hem Türkler hem Rumlar için bu barış tesis edilmişti. Bu barış kolay elde edilmedi. O bakımdan yapacağımız bir anlaşmanın başka maceralara kapı açmaması lazım” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının dik duruşuyla yoluna devam edeceğini, Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmanın ancak egemen eşitliğe dayalı yan yana iki devlet modeli ile olabileceğini belirterek, Türkiye’nin garantörlüğünün ve Türk askerinin varlığının barışın ve istikrarın geleceği bakımından önemine işaret etti.
 
Tatar: “Kararlılığımız tek gerçekçi çözüm yolu olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirmek yönündedir”
 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs konusu ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasaidis’in birlikte düzenledikleri ortak basın toplantısında yapmış oldukları açıklamalar ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıs konusuyla ilgili gayri resmi 5+ BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimler devam ederken, bulunacak çözüm modeliyle ilgili Kıbrıs Türk tarafının duruşunun kararlılıkla devam ettiğini ve bu duruştan geri adım atılmayacağını vurguladı.
“Kararlılığımız halkımızın siyasi eşitliğini, egemenliğini, Türkiye’nin etkin ve filli garantörlüğü ile Türk askerini Kıbrıs’taki varlığını korumak, halkımızı azınlık durumuna düşürmemek ve tek gerçekçi çözüm yolu olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirmek yönündedir” ifadelerini kullanan Tatar, Kıbrıs’ın gerçeklerine uygun olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirebilmek için uğraşları devam ederken, Rum-Yunan ikilisinin çözüm karşıtı tahriklerinin de devam ettiğini belirtti.
Bunun en son örneğinin de Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Güney Kıbrıs ziyaretinde yaşandığını anlatan Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasaidis’in birlikte düzenledikleri ortak basın toplantısında yapmış oldukları açıklamalar Rum-Yunan zihniyetinin değişmediğini ve değişmeyeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. BM Genel Sekreterinin gayri resmi 5+BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimleri devam ederken, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’ye yönelik gerçek dışı iddiaları ve suçlamaları diyalog ile görüşmeleri dinamitleyici niteliktedir.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis yaptığı açıklamada 1960 garanti sistemini hedef alırken, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içeren bir çözümü hedeflediklerini belirtmiştir. Anastasiadis’in bu açıklaması Rum tarafının değişmez hedefi olurken, 1962 yılından bu yana Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırma yönünde devam ettirdikleri faaliyetlerin günümüze yansımasıdır. Türkiye’nin garantörlüğünün ve Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı devam ettiği sürece emellerine ulaşamayacaklarını çok iyi bilmektedirler.  
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis de yaptığı açıklamada Türkiye’yi işgalcilikle” suçlarken, gerçek işgalcinin kim olduğunu gizlemeye çalışmaktadır.  Kıbrıs’ta esas işgalci olan EOKA terör örgütünü kuran, Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkını yok etmek için başlatılan Rum saldırılarını destekleyen ve organize eden, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını gerçekleştirmek için 15 Temmuz 1974 darbesini düzenleyen Yunanistan’dır. Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu da Yunanistan’dır. Türkiye, Barış Harekatı ile tüm Kıbrıs’a barışı ve huzuru getirmiştir. Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı da Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesi ve kırmızı çizgisidir. Kıbrıs Türk halkı asla Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçmeyecektir.”
Tüm müzakere süreçleri boyunca Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ve Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını talep eden ve Kıbrıs Türk halkına azınlık hakları öneren Rum-Yunan ikilisinin bu tutumunun kabul edilemeyeceğini belirten Tatar, son olarak  Mont Pelerin ile Crans Montana görüşmelerinde de “sıfır asker- sıfır garanti” dayatmasında bulunan, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliği ile egemenliğini kabul etmeyen Rum-Yunan ikilisinin bu görüşmelerin çökmesine neden olduğunu kaydetti.
“Bunların yanı sıra Annan Planı referandumu ve Crans Montana’da yaşananlar federasyona dayalı çözüm modelinin tükendiğini de gözler önüne sermiştir. Rum’un azınlığı olmaya karşı çıkan Kıbrıs Türk halkı, egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin hayata geçmesini istemektedir. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde de iradesini bu yönde kullanmıştır” diyen Tatar, temenni ve uğraşlarının Rum zihniyetinin değişmesi, Kıbrıs’a ve bölgeye huzuru getirecek egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin kabul edilmesi olduğunu vurguladı.
Kıbrıs sorununa çözüm bulunması girişimlerinde en gerçekçi yolun bu olduğunu söyleyen Tatar, bu yolda yürümeye devam edeceklerinin altını çizdi.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.