Avrupa Ajansı (AVA) Dilek Bakırcı/Özel Haber/Londra-Türkiye onu Özal’la birlikte tanıdı. Ağır bir askeri darbenin ardından hızla kabuk değiştiren bir ülkenin gözü pek başbakanının güzü pek prenslerinden biriydi Asil Nadir… Hem Türk iş dünyasına hem de cemiyet hayatına deyim yerindeyse ‘’fırtına ‘’ gibi girdi. Tüm ülkenin şaşkın bakışları arsında sadece birkaç yılda elektronikten medyaya güçlü bir imparatorluk kurdu. Eski eşi Ayşegül Nadir’le bin bir gece masallarını anımsatan hayatları, Sadullah Paşa yalısında verdikleri davetler günlerce konuşuldu… Parlak dergilerin kapaklarını süsledi… Sonra bir gün Londra’da, kendi şirketini soyduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kefaletle serbest kalan Asil Nadir Kuzey Kıbrıs’a kaçtı. Ani bir kararla 2011 yılında İngiltere’ye aklanmak istediğini söyleyerek geri döndü 22 yıllık hukuk mücadelesi sonunda demir parmaklıklar ardında geçireceği beş yıla mahkûm edildi. Bu fırtınalı hayatın son perdesinde Asil Nadir, bu kez İngiliz yargısıyla müzakere masasında… Türkiye’ye iade edilebilmek için oturuyor.
71 yaşında Belmarsh Hapishanesi’nde haftada elli sterlin harcamasına izin verilen Asil Nadir, 1980 yılında Sunday Times gazetesi tarafından yılın iş adamı seçilmiş, dünyanın en zenginleri arasında 11. sıraya yerleştirilmiş ve hatta risk üslenme konusunda dünyanın 15 ‘’gözü pek’’ işadamı arasında gösterilmişti. Nadir, kaderin cesur insanlara karşı ne kadar cömert olabileceginin adeta yaşayan ispatıydı.
Lefke; Herşeyin Başladığı Yer
1941’de Lefke’de doğdu. İlk işi gazete satmaktı. Kaderin cilvesine bakın ki o gazete dağıtan çocuk gün gelecek medya patronu olacak, kendi deyimiyle köhne Babı Ali’yi adam edecekti. 1963’te ailesinin Londra’ya taşınmasıyla İngiltere macerası başlayan Asil Nadir’in serveti yıl 1985 olduğunda 500 milyon Sterlin’i aşmıştı bile... Nadir Japon elektronik devi Sansui’yi Amerika’nın en büyük meyve üreticisi Del-Monte’yi imparatorluna katmıştı. Sınırları tarımdan gıdaya tekstilden, elektroniğe, denizciliğe, turizme ve medyaya uzanan bir imparatorluk… Türk kamuoyu ve iş dünyası ise Polly Peck’in sahibi Asil Nadir’i 1980’de tanıdı. Turgut Özal’ın tavsiyesiyle Asil Nadir 250 milyon Sterlin’i bir çırpıda gözden çıkararak Babı Ali’ye girdi. Günaydın gazetesini 40 milyon dolara satın aldı. Sırasıyla Güneş gazetesi, Nokta dergisi hatta tüm Gelişim Dergi Grubu’na sahip oldu. Yıl 1988’di... Nadir Tüm medya patronlarının korkulu rüyası haline gelmişti. Öyle ya daha kaç gazete satın alacaktı. Adı Türk basınının amiral gemisi Hürriyet’le de birlikte anılır olmuştu.
Sansasyonel Çift
Her anlamda Türk kamuoyunun ‘’yabancısı’’ olduğu bu çift gündemden hiç ama hiç düşmedi. Bütün gazeteciler Ayşegül Nadir ve onun görkemli hayatının peşindeydi. Güzel kadın, bir müzeyi andıran yalılarında dergilere ‘’sultan’’ kostümüyle pozlar veriyor, “Asil’e güzelliği ben öğrettim” diyordu. Özel hayatları didik didik ediliyor, Asil Nadir’in eski sevgililerinin listeleri gazetelerde koskoca puntolarla yayınlanıyordu...
Bu ihtişamlı yaşam 1990’da Londra’dan gelen bir haberle buzdağına çarpan Titanic gibi dibe vurdu. Nadir’in kendi şirketi Polly Peck’i soyduğu iddia ediliyordu. Dolandırıcılık suçlamasıyla tutuklandı, 3.5 milyon Sterlin’lik kefaletle serbest bırakıldı. 1993 Eylül’ünde yargılanmasına karar verildiğinde dosya sayısı 30’u bulmuştu. Mayıs 1993’te İngiltere’deki gümrüksüz bir küçük havaalanından KKTC’ye kaçtı. Kaçış hikâyesi bile casusluk filmlerini aratmayacak cinstendi. Cessna tipi özel bir uçak İngiltere’nin Hatfield Havaalanı’ndan havalandı. Ancak içinde Asil Nadir yoktu. Bir gün sonra pilotu da atlatıp kaçacaktı.
Ve Çöküş…
Londra borsasındaki ani düşüş Asil Nadir’in hayatında domino etkisi yarattı. Hızla düşen hisselerin getirdiği büyük mali çöküşü evliliğinin bitmesi izledi. Ayşegül Hanım artık Tecimer soyadını kullanıyordu. Asil Nadir’in ardından çanlar bu kez Ayşegül Tecimer için çalıyordu. Amasya Beyazıd Kütüphanesi’nden çalınan tarihi bir Kuran-ı Kerim, Tecimer’in yalısının bahçesinde bulundu, 335 parça tarihi eser de ardından... Türk kamuoyu gizli kamerayla çekilen pazarlık görüntülerini günlerce konuştu. Hakkında dört buçuk yıl hapis cezası verilmeden sadece 100 dakika önce bir uçağa bindi ve gitti.
Aklanmak için Londra’ya
Asil Nadir ise Mayıs 93’te doğduğu büyüdüğü Kuzey Kıbrıs’ta daha sakin bir hayata başladı. 17 yıllık bir aradan sonra kendi rızasıyla 2010 yılında İngiltere’de aklanmak için Londra’ya geldi. Yargılanma süresince ayağına elektronik kelepçe takıldı. Masumum diyordu, umutluydu, aklanacaktı… Olmadı. Jüri, onu suçlu buldu ve cezaevine gönderdi. Bu kez yanında yine güzel bir kadın, 2005 yılında evlendiği ve “Onunla geçirdiğim bir gün de, bir yıl da, bir hayattır benim için” dediği kendisinden 43 yaş küçük eşi Neriman Nur vardı. Kendisine yöneltilen 13 davanın 10'dan suçlu bulundu. Ağır dolandırıcılık dairesinin iddianamesine göre 33,1 milyon sterlini ve 2,5 milyon Amerikan dolarını zimmetine geçirmişti. Asil Nadir 10 yıl hapis cezası aldı, İngiltere yasalarına göre 5 yılını cezaevinde geçirmesi bekleniyordu. Asil Nadir ise karardan sonra gülümsedi: “Bunlar benim için çocuk oyuncağı!”
Hakkınızda konuşulmasından daha kötü bir şey varsa hakkınızda konuşulmamasıdır der Oscar Wilde… Asil Nadir hakkında hem Türk hem İngiliz kamuoyu yıllardır çok konuştu yazdı çizdi… Haksız da sayılmazlardı hani; evrensel çapta başarı, trajedi ve skandal Asil Nadir’in hayatından hiçama hiç eksik olmadı. Biz gazeteciler ise bu sıra dışı hayatın ‘’gözü pek’’ kahramanından sizleri haberdar etmeye devam edeceğiz.